
Table of Contents
İç Anadolu’da kayısı, kiraz ve elma, Ege ve Trakya’da üzüm bağları, Karadeniz’de fındık, Çukurova’da narenciye bahçeleri, karpuz ve Doğu Anadolu’da badem, ayva… Zirai don nasıl bir etki yarattı?
Hava sıcaklıklarındaki ani düşüşün yol açtığı zirai don ülke genelinde birçok üründe ciddi kayıplara yol açtı.
Son beş günde pek çok bölgede sıcaklık sıfırın altına düştü, ilk belirlemelere göre en az 36 kent zirai dondan etkilendi.
Ziraat odaları ve üretici birlikleri yaşananı bir afete benzetti.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı bunun tarihin en büyük zirai don olaylarından biri olduğunu söyledi.
Yumaklı 12 Nisan’da yaptığı açıklamada “Yer yer sıcaklığın eksi 15 dereceye düştüğü son üç günde, bazı bölgelerde son 30 yılın en düşük sıcaklık değerleri kaydedildi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 15 Nisan’da, hasar tespit çalışmalarının tamamlanmasının ardından durumun daha net ortaya çıkacağını söyledi.
BBC Türkçe Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Müşaviri Dr. Ali Recep Nazlı ve Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez ile zirai donun çiftçiler, hasat ve fiyatlar üzerindeki olası etkisini konuştu.
Hangi meyveler etkilendi?
Uzmanlar, birçok üründe “yok yılı” yaşanacağını söylüyor. Fiyatların yükselmesi ve enflasyonun da olumsuz etkilenmesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hububat, baklagiller ve yağlı tohumlarda yurt içi gıda arzını olumsuz etkileyecek bir risk olmadığını söyledi.
Ancak -17 dereceye düşen sıcaklıklardan dolayı belli bölgelerde kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğini söyledi.
Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, yılda 500 milyon doların üzerinde gelir elde edilen kayısının tamamını kaybettiklerini söyledi.
Ulusal Fındık Konseyi (UFK) Yönetim Kurulu üyesi Sebahattin Arslantürk, zirai donun yanı sıra istilacı türler sebebiyle fındık tarımında 200 bin ton civarında bir hasar olduğunu söyledi.
Elma üretimiyle öne çıkan Karaman’da eksi 11 dereceye düşen sıcaklıklardan dolayı hasat zarar gördü.
Manisa’da Saruhanlı başta olmak üzere Alaşehir ve Salihli’deki üzüm bağlarını don vurdu, Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç bazı bölgelerde zararın yüzde yüze yakın olduğunu söyledi.
‘Aynı sezonda üç kez zirai don yaşandı’
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, zirai don afetinin birçok bölgede etkili olduğunu belirtti.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, halen yurdun birçok noktasında zirai don riskinin devam ettiğini belirterek üreticileri uyardı.
Peki, tarımsal üretimde öteden beri zirai don olayları yaşanırken neden bu kez daha ciddi bir etki yarattı?
BBC Türkçe’ye konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Müşaviri Dr. Ali Recep Nazlı, bu sene geçmiş yıllardan farklı olarak aynı üretim sezonunda üç defa zirai don olayı yaşandığını söylüyor:
“Türkiye’nin büyük bir kısmı etkilendi. Bunlara ek olarak, bazı bölgelerdeki zirai don şiddeti çok yüksek oldu.”
“Hepsi bir arada yaşanınca, üretim üzerindeki negatif etkisi yüksek oldu. Dolayısıyla biz sadece tek bir don olayı yaşamadık, bir süredir bu durumu yaşıyoruz.”
Nazlı, tüm bunlara rağmen, bu seneki tarımsal üretimin büyük oranda kaybedildiği yorumunu yapabilmek için henüz erken olduğunu belirtiyor.
Çiftçilerin zararı nasıl karşılanacak?
Tarımsal üretimde sigortalama, devlet destekli tarım sigortası TARSİM üzerinden yapılıyor.
TARSİM’e kayıtlı çiftçilerin sigorta bedelini, yüzde 50 ila 67 arasında devlet karşılıyor.
Ancak Türkiye’de çiftçilerin sigortalılık oranı oldukça düşük.
Nazlı, bitkisel üretimde tarımsal sigortalılık oranının yüzde 23, seracılıkta ise yüzde 25 seviyesinde olduğunu belirtiyor.
Türkiye genelinde bir milyondan fazla çiftçi TARSİM’e kayıtlı değil.
Peki, sigortalı olmayan çiftçilerin zararı ne olacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirai don sigortası olmayan çiftçilerin zararının da hasar oranına göre karşılanması için çalışmaların başladığını belirtti.
Erdoğan, “Hükümetimizin tüm imkanlarıyla, tüm kapasitesiyle bu zor günlerinde çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında olduğunun bilinmesini istiyorum” dedi.
Nazlı, 2021 yılındaki kuraklık sonrasında da benzer uygulamanın hayata geçtiğini hatırlatarak destek mekanizmalarının belirlenmesi için zararının boyutunun netleşmesi gerektiğini kaydediyor:
“Tarım bakanlığı teşkilatı ve TARSİM uzmanları şu anda sahada çalışıyor. Zararın boyutları, ne kadarlık bir alanı ve ürünü etkilediği ortaya çıktıkça, nasıl bir yol izleneceği de netleşecektir.”
‘Üretim azalacak, gıda fiyatları artacak’
BBC Türkçe’ye konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, çiftçinin kaybını düşük göstermeyen, gerçekçi tespitler yapılması gerektiğini belirtiyor.
21-25 Şubat’ta Hatay, Adana ve Mersin’de yaşanan zirai donun hasar tespitinin bile henüz tamamlanmadığını söyleyen Suiçmez, vakit kaybetmeden çiftçiye ödeme yapılması gerektiğini söylüyor:
“Üretimin azalması, gıda fiyatlarının daha da artması ve bazı ürünlerde ihracat gelirlerinin azalması gibi ciddi sonuçları olacak.”
“Tüm bunları düşünerek, gelecek yıllarda da üreticinin ayakta kalmasını sağlayacak şekilde ek desteklerin verilmesi gerekiyor.”
2014 yılında yaşanan büyük zirai don olayından sonra da tarımsal üretimin toparlanmasının zaman aldığını söyleyen Suiçmez, iklime bağlı bir sektör olan tarımın, özel olarak korunması gerektiğini belirtiyor.
Tarımı olumsuz etkileyen iklim olaylarının geçmişte olduğu gibi gelecekte de yaşanacağını belirten Suiçmez, politikaların yetersiz kaldığını savunuyor:
“Tarım Kanunu’na göre tarıma toplam destek bütçesi gayri safi milli hasılanın yüzde birinden az olamaz.”
“Buna göre 615 milyar TL’lik bir destek gerekirken, bütçe kanunu ile tarıma verilen destek 135 milyarda kaldı. Bu destekler bir yıl sonra ödeniyor ve geç ödenen destek, enflasyona karşı eriyor.”
“Don etkisiyle fiyatların artmasını bekleyebiliriz ama gıda enflasyonunun nedenini dona bağlama kolaycılığına düşmemeliyiz. Don olmadan da sebze meyve fiyatları zaten yüksekti.”
‘Çiftçilerin kredi borcu giderek artıyor’
Çiftçilerin üretimde bulunmak için bankalardan ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kredi aldığını söyleyen Suiçmez, çiftçi borçluluğunun arttığını kaydediyor:
“BDDK’nın son verilerine göre, çiftçilerin toplam kredi borcu 950 milyarı buldu. Ayrıca haciz ve icraya konan takipteki kredi oranı, geçen yıla göre iki kat oranında artarak 4,9 milyar TL oldu. “
“Yıllardır devam eden gıda enflasyonunu çözmemiz gerekirken üstüne donun eklenmesi, bundan etkilenen üreticilerin alandan çekilmesine yol açacak.”
“Dışa bağımlılığa dayalı, desteklerin az olduğu, özelleştirmeler nedeniyle alanın tümüyle serbest piyasaya bırakıldığı bu modelin değiştirilmesi gerekir. Bunun üzerine iklim etkilerine yönelik ek önlemlerin alınması gerekir.”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da zirai don felaketinin tarımsal üretimde ciddi hasara yol açtığını söyleyerek, üretimin devamlılığı için çiftçilerin desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, kamudan ek desteklerin yanı sıra, Ziraat Bankası başta olmak üzere bütün bankalardan borçların faizsiz ertelenmesi talebini dile getirdi.
Bu açıklamanın sanayi açısından kritik olduğunu değerlendiren Suiçmez, “Eğer üretici olmazsa sanayici neyi işleyecek, ihracatçı neyi yurtdışına ihraç edecek?” diye ekliyor.
Önlemler işe yaradı mı?
Bazı çiftçiler don sırasında meyve bahçelerinde ateş yakarak, bazıları ise ağaçlara naylonlar geçirerek önlem almaya çalıştı.
Çiftçiler çoğunlukla saman yakma, sulama yaparak ısıyı yükseltme ya da sisleme gibi yöntemlere başvurdu.
Nazlı ise sıcaklıkların çok hızlı ve fazla düştüğü durumlarda, bu yöntemlerin etkili olmadığını söylüyor:
“Ayrıca düşük sıcaklığın ne kadar sürdüğü de önemli. Düşük sıcaklık eğer 10-15 dakika sürüyorsa, bunun etkisi çok ağır olmayabiliyor ama birkaç saat sürerse bunun zararı çok belirgin oluyor.”
Tarımın varoluşsal riskleri olduğunu belirten Nazlı, bakanlık ve kurumların bununla mücadele yolları geliştirdiğini, çiftçilere de düzenli eğitim verildiğini söylüyor.
Mesela “Zorlu iklim koşulları ve iklim değişikliği sebebiyle meydana gelen koşullara dayanıklı ürünler yetiştirip geliştiriyoruz” diyor.
Nazlı, don olayının yaşandığı günlerde ürünün üzerine yayılacak kil ürünleri, don pervaneleri ve bitki antifriz ürünleri üzerine de araştırma geliştirme çalışmalarının sürdüğünü kaydediyor.